Gelenekselleşen Babek Kalesi Yürüyüşü’ne katıldığı gerekçesiyle İran emniyet güçleri tarafından göz altına alınan, gönderildikleri cezaevlerinde şiddete uğrayan Türk aktivistlerin durumuyla ilgili TEBAREN Uzmanı İbrahim Ramazani, İhlas Haber Ajansı’na (İHA) değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin çeşitli haber sitelerinde de yer verilen bu analizi okuyucularımıza sunarız.
İran Türkleri tarafından geleneksel olarak düzenlenen Babek Kalesi Kurultayı’nda gözaltına alınan onlarca sivil aktivist mahkemelik oldu. Gözaltına alınanlardan bazılarının tutukluluğu ise devam ediyor.
Geleneksel Babek Kalesi Kurultayı’nın olduğu 2 Temmuz’dan başlayan tutuklamalar sonucunda Tahran, Tebriz, Erdebil, Urmiye, Parsabad, Mugan, Serab, Salmas ve Keleyber şehirlerinden 60’dan fazla Türk sivil aktivist, İran güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Tutukluların büyük çoğunluğunun 5 ve 6 Temmuz’da Doğu Azerbaycan Eyaletinde Tebriz’in 180 kilometre yakınlığında olan Babek Kalesi Geleneksel Kurultayı’na gitmeye çalışanlardan olduğu biliniyor. Gözaltına alınanlar farklı şehirlerin istihbarat ve İran Devrim Muhafızları Ordusu şubelerine bağlı nezarethanelerde sorgulandı. Gözaltına alınan kişilerin yakınların verdikleri ifadelere göre, sorgulaması hâlâ tek kişilik hücrelerde devam eden tutuklular var.
“Şiddet görenler var.”
AHRAZ (Assosciation of Human Rights od Azerbaijani People in İran) İnsan Hakları Teşkilatı’nın üyesi Şahin Helali Khyavi tutukluların fiziki şiddete maruz kaldıklarını belirtti. Khyavi, tutuklulardan birinin sorgu sırasında şiddet görerek ağır yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Khyavi, tutukluların avukat edinme haklarının engellendiğini ve gözaltına alınmalarının sebebinin açıklanmadığını ifade etti.
AHRAZ üyesi Abbas Lisani, İbrahim Nuri, Kiyumers İslami, Sehend Meali, GulamGulizade, Cafer Rüstemi ve Abbas Nikrevanhâlâ tutuklu bulunuyor.
“Türkler için Babek ve Babek Kalesi zulme karşı bir direniş simgesidir.”
İran ve İran’da yaşayan etnik gruplar hakkında çalışma yürüten Tebriz Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı İbrahim Ramazani, İHA muhabirine değerlendirmede bulundu. İbrahim Ramazani, Babek Kalesi Kurultayı konusunda İran’da asimilasyon, tahkir ve ayrımcılık politikalarına maruz kalan Türklerin, Babek’in verdiği mücadeleyi kendi davaları için bir örnek olarak görmeleri açıklamasını yaptı. Ramazani, “Türkler için Babek ve Babek Kalesi zulme karşı bir direniş simgesidir.” ifadelerini kullandı.
Onlarca vatandaşın İran güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınma nedenlerini değerlendiren Tebriz Araştırmaları Enstitüsü Uzmanı Ramazani, İran’da “İslam Cumhuriyeti” söylemini çelişkiye çeken, her bir tören ve toplantının bir iç güvenlik tehdidi sayıldığını ifade ederek, “İran devleti, törene katılan herkesi iç güvenliğe tehdit oluşturan unsur olarak görmektedir.” açıklamasında bulundu.
Ramazani, sözlerinin devamında Babek Kalesi Kurultayı’nın sivil bir halk yürüyüşü ve şöleni şeklinde düzenlendiğini ve tamamen medeni bir hareket olup ülkenin güvenliğini zedeleyecek herhangi bir özelliğe sahip olmadığını vurguladı.